Karma Yem Endüstrisi ve Yem Karma Makinaları
Hayvan yetiştiriciliği insanoğlunun en eski tarımsal
uğraşı alanlarından ve geçim
kaynaklarından birisi olmuştur. Hayvancılık sektörü,
insan beslenmesinde önemli
besin maddelerinin üretim kaynağını oluşturmaktadır.
Ayrıca insanların dengeli
beslenmesine katkıda bulunarak, bitkisel üretim ve
sanayi artıklarının
değerlendirilmesinde de istihdam yaratmaktadır
(Anonim, 2010a).
Ülkemizde tarımsal istihdamın oranı %39 gibi oldukça
yüksek bir düzeydedir. Bu
oran Amerika Birleşik Devletlerin’de (ABD) %2.8 ve
Avrupa Birliğin’de (AB)
%5.0’dır. Tarımın Gayri Safi Milli Hasıla’daki
(GSMH) payı ülkemizde %14 iken,
ABD ve AB’de sırasıyla %1.7 ve %1.9
seviyelerindedir. Ortalama işletme
büyüklüğü ise ABD’de 180 ha ve AB’de 17.4 ha iken ülkemizde
sadece 5.9 ha’dır.
Tüm bu veriler hayvancılık açısından değerlendirdiğimizde
ise, hayvancılığımızın
önemli sorunlara sahip olduğu görülür (Anonim,
2003).
Gelişmiş ülkelerde tarımsal ekonominin lokomotifi
olan hayvancılık, iki açıdan
son derece önemlidir. Bunlardan birincisi çok düşük
maliyetli istihdam yaratması,
ikincisi ise kalitesiz veya insan beslenmesine uygun
olmayan yem kaynaklarının
kaliteli insan gıdasına dönüştürmesidir. Hayvancılık
sektörü, ülke ekonomisini
geliştiren, birim yatırıma en yüksek katma değer oluşturan
ve en düşük maliyetle
istihdam olanağı sağlayan bir sektördür. Bugün
itibariyle sanayide bir kişiye
istihdam imkânı yaratabilmek için asgari 80 bin
dolar yatırıma ihtiyaç duyulurken,
hayvancılıkta bunun beşte biri kadar kaynak yeterli
olmaktadır (Han ve ark.,
2009).
Gelişmiş ülkelere baktığımızda kişi başına günlük
protein tüketimi 102 gram olup,
bunun 70 gramı hayvansal kaynaklı proteinlerden oluşmaktadır.
Ülkemizde
yaklaşık 84 gram olan kişi başına protein tüketiminin
ise ancak 17 gramı
hayvansal kaynaklı proteinlerden karşılanmakta, yani
ülkemizde tüketilen günlük
protein miktarının %73’ü bitkisel gıdalardan sağlanmaktadır.
Bunun nedeni
ülkemizdeki hayvansal besin üretiminin yetersizliğidir
(Sağlam, 2014).
1.1. Türkiye’deki Tarım İşletmelerinin Yapısı
Tarımsal üretimin yapıldığı toprağın ve toprağa ilişkin
mülkiyet ve tasarruf
ilişkilerinin biçimlendirdiği tarımsal işletmenin
yapısal özellikleri tarımın önemli
2
sorununu oluşturmaktadır. Tarımsal nüfusun tarım
toprakları üzerindeki dağılımı
ve yapısı ilişkileri verimli bir işletmeciliğin
temelini oluşturmaktadır. Kırsal
kesimdeki nüfus artışı ve bu nüfusun tarımda kalma
zorunluluğu ile başka
sektörlere de ikame edilememesi tarım topraklarının
parçalanmasının ve
işletmelerin küçülmesinin en önemli nedenidir. 2001
yılı tarım sayımı sonuçlarına
göre 3 milyon tarım işletmesinin %64,8'i 50 dekardan
daha küçüktür. 20 dekara
kadar olan işletmeler tüm işletmelerin %33,4’ünü oluşturmalarına
karşın, toplam
işlenen alanın %5,3'lük bir bölümünü işletmektedirler.
500 dekardan büyük
işletmelerin toplam işletmeler içindeki oranı %0,7
iken, bu işletmelerin işledikleri
alan, toplam alanın %11,4'üdür (Anonim, 2006).
Araştırma sonucuna göre, tarımsal işletmelerin
%62,3'ünde hem bitkisel üretim
hem de hayvan yetiştiriciliği, %37,2'sinde yalnız
bitkisel üretim, %0,5'inde ise
yalnız hayvan yetiştiriciliği yapılmaktadır (TÜİK,
2008).
Şekil 1.1. İşletme tipine göre dağılım
Türkiye nüfusunun yarısına yakın bir kısmının kırsal
alanda yaşayıp, geçimini
halen tarımsal üretim ile elde ettiği, gelişmekte
olan bir ülke konumunda olan
Türkiye’de 4 milyondan fazla tarım işletmesi
bulunmaktadır. Bu işletmelerin arazi
varlığı ortalama olarak 50 da kadar olmakla
birlikte, 50 da’ dan daha az arazisi
olan işletmelerin oranı % 60 dolayındadır. Tarım işletmelerinin
hayvan varlıkları
bakımından da durumları arazi varlığına benzer olup,
işletme başına sığır varlığı
3.9, koyun varlığı ise 11 baş dolayındadır. Bu
durum, Türkiye’de tarımsal
yapılanmanın büyük ölçüde küçük işletmelerin
egemenliğinde bulunduğunu açık
bir biçimde göstermektedir (Yavuz, 2005).
3
1.2. Türkiye’de Hayvan Varlığının AB ve Dünyaya Göre Durumu
Dünyada hayvan varlığında son 7 yılda genel bir artış
görülürken, sayıca azalan
tek tür hindidir. Keçi ve manda sayısı, sığır ve
domuza oranla daha hızlı artmış,
koyun varlığı ise pek değişmemiştir. Dünyada toplam
1,5 milyar baş sığır, 195
milyon baş manda, 1 milyar baş koyun, 920 milyon baş
keçi bulunmaktadır
(FAOSTAT, 2012).
Şekil 1.2. Dünyada hayvan varlığı ve değişimi
Hayvan varlığının kıtalara dağılımına göre Asya’nın
tüm türlerde dünya hayvan
varlığının çoğunluğunu barındırdığı, dünya hayvan
varlığının son 50 yıl içerisinde
gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere yöneldiği
anlaşılmaktadır. Dünya
sığır varlığının yalnızca % 6’sına ve koyun varlığının
% 9’una sahip olan AB,
hindi ve domuz varlığı itibarıyla ise sırasıyla % 20
ve 16 gibi yüksek oranda
hayvanı bünyesinde barındırmaktadır. AB’de 2004-2010
yılları arasında hemen
tüm türlerin sayısında azalma görülmüş, ancak manda
sayısı % 50’den fazla
artmıştır (122 bin baş). Bu dönem içerisinde sığır
sayısı 2,8, hindi 16, koyun 12 ve
keçi ise 1,5 milyon baş azalmıştır.
Türkiye’nin özellikle koyun ve sığır varlığında son
yıllarda önemli değişim
olmuştur. Özellikle 2009 yılından sonra sığır varlığının
1,700.000, koyun
varlığının ise 3,300.000 baş arttığı, kıl keçisinde
2009, manda varlığında ise 2010
yılından sonra keskin bir artış olduğu, 2004 yılı
sonrasında kovan domuz
varlığının ise azaldığı izlenmektedir (Anonim,
2012).
Türkiye hayvan varlığının pek çok AB ülkesine göre
fazla olduğu görülebilir.
Türkiye; AB sığır varlığının % 12’sini barındıran
Fransa ve Almanya’dan sonra
4
3’üncü, AB manda varlığının % 25’ini barındıran İtalya’dan,
AB koyun varlığının
% 22’si ile İngiltere’den sonra 2’ncidir (TÜİK,
2012).
Çizelge 1.1. Türkiye hayvan varlığının yıllar itibarıyla
değişimi (TÜİK, 2012)
Hayvan
varlığı
(baş)
1991 2004 2004 2011 2011
11/04
YHD %
04/91
YHD
%
Sığır 119 10,069.346 100 123
12.386.377 3,0 -1,3
Manda 352 103.900 100 94 94.632
-0.9 -9.2
Koyun 160 25.201.552 100 99
25.031.065 -0.1 -3.6
Kıl Keçisi 150 6.379.900 100 112
7.126.862 1.6 -3.1
Ördek 144 770.436 100 50 382.223
-9.5 -2.8
Domuz 234 4.399 100 42 1.848 4.6
-6.3
1.3. Hayvancılıkta Yemleme ve Yem Mekanizasyonunun Önemi
Türkiye’de Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren sığırcılık
önemli bir üretim kolu
olarak algılanmış ve hemen her zaman diğer hayvansal
üretim kollarına göre daha
fazla ilgi görmüştür. Öyle ki, özellikle son yıllarda,
hayvancılık denildiğinde ilk
akla gelen sığır yetiştiriciliği olmuştur. Bunda, sığırın
avantajları kadar sığır
ticaretinin, gelişmiş kabul edilen ülkeler için de,
daha önemli olmasının büyük
payı olmuştur (Akman, ve ark., 2010).
Sığır, dünya süt üretiminin neredeyse tamamını (%
86,3-% 89,5), et üretiminin de
yaklaşık % 25’ini tek başına sağlamaktadır. Dünya
genelinde kişi başına ortalama
günlük protein tüketimi 79 gram olup, bunun 31 gramı
hayvansal kaynaklı
proteinlerden karşılanmaktadır. Gelişmiş ülkelerde
gelişmekte olan ülkelere göre
kişi başına günlük protein tüketim miktarı iki kat
artarken, proteinlerin hayvansal
ürünlerden karşılanma oranları gelişmekte olan ülkelerde
%20 civarındadır. Bu
oran gelişmiş ülkelerde % 65’lere kadar çıkmaktadır.
Hayvancılık bugün, gelişmiş
ülkelerde bir endüstri haline gelmiş, ekonominin ayrılmaz
bir parçası olmuştur. Bu
durum, tarımın ve dolayısıyla hayvancılığın ulusal düzeyde
geliştirilmesi gereken
stratejik bir sektör olduğunu ortaya koymaktadır
(Akman, ve ark., 2010).
Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) verilerine göre
sağılan sığır sayısı 2007'de
4.229.440 iken 2012'de 4.673.483 'tür. Artış oranı %
10 'dur. Ancak Süt üretimi
2007'de 11.279.340 ton iken 2012'de 13.366.160 'dır.
Artış oranı % 18 'dir. Diğer
5
bir oran ile 2007'de hayvan başına yıllık 2,66 ton süt
elde edilirken, 2012'de 2,86
ton elde edilmiştir. Süt verimi dengeli
beslenmelerle % 8 oranında artmıştır.
Dengeli beslenmenin en önemli öğesi de yem karma
makineleridir. Yine TÜİK
verilerine göre kesimi yapılan sığır sayısı 2007 'de
2.003.991 iken 2011'de
2.571.765 'dir. Artış oranı % 28 'dir. Ancak et üretimi
2007'de 431.963 ton iken
2011'de 644.906 ton 'dur. Artış oranı % 49 'dur. Diğer
anlamda 2007'de hayvan
başına ortalama 215 kg et elde edilirken, 2011'de
251 kg et elde edilmektedir. Et
veriminin de dengeli beslenmelerle % 16 oranında
arttığı görülmüştür (TÜİK,
2007).
Türkiye sığır varlığı bakımından sayısal olarak
Avrupa’da üst sırada bulunmasına
rağmen verim yönünden yapılacak sıralamada oldukça
gerilerde yer almaktadır.
Hayvansal üretimin içinde süt sığırcılığı da önemli
bir paya sahiptir. Ülkemiz
hayvancılık işletmelerinin ve bunun içinde yer alan
süt sığırcılığının en önemli dar
boğazı yeterli ekonomik büyüklükte olmayan aile işletmeleri
niteliğinde
olmalarıdır. Bu durum teknolojinin uygulanmasını
engellemektedir. Hayvansal
ürünlere artan talebin karşılanmasında hayvan sayısını
artırmak ya da birim başına
verimi yükseltmek gibi iki seçenek mevcuttur. Hayvan
sayısının sürekli olarak
artırılması mümkün ve ekonomik olmadığından hayvan
başına verimin
yükseltilmesi gerekmektedir (Gürcan, ve ark., 2007).
Ekonomik hayvancılığın yolu dengeli ve ucuz
beslemeden geçmektedir. Süt
sığırcılığında besleme çok önemlidir. Beslemeye ve
yemlemeye ayrılan masraf
toplam masrafların % 60-70'ini oluşturur. Aynı
zamanda besleme süt verimini ve
kalitesini etkiler. Holsten vb. kültür ırkları belli
bir verim yönünde geliştirildikleri
için yetersiz beslemeye şiddetli tepki gösterirler. Örneğin
küçük bir stres veya
besleme hataları hayvanların verimlerini büyük
oranda etkiler. Hayvanların hayati
fonksiyonlarını sürdürmeleri, çoğalmaları ve sağlıklarını
korumaları için
ihtiyaçları olan besin maddelerini yemlerle almaları
gerekir. Besin maddelerinin
bazıları vücutta yapıtaşı olarak iş görür.(yağlı tohum
küspeleri, baklagiller,
mineral katkıları) Bazıları enerji kaynağı olarak iş
görür.(tahıl taneleri, melas, yağ
v.b.) Bazıları da hayati fonksiyonları düzenleyen
anahtarlar olarak görev
yaparlar.(vitamin ve mineral katkıları) Yem
maddeleri farklı besin maddelerini
farklı miktarlarda içerdiklerinden ancak uygun şekilde
karıştırılırsa hayvanlar
dengeli beslenebilir. Bu uygun karışımlarda sadece
yem karma makineleri ile
sağlanabilmektedir (Anonim, 2013).
6
Hayvancılık için büyük öneme sahip olan yem karma ve
dağıtma işi günümüzde;
gücünü traktör kuyruk milinden veya elektrik
motorundan alan sabit, asılır tip,
çekilir tip ve az sayıda termik motorlu kendi yürür
yem karma ve dağıtma
makineleri olarak sınıflandırılmaktadır.
Günümüzde kendi yürür yem karma ve dağıtma
makineleri büyük kapasiteli ve
termik motor ile çalışmaktadır. Ülkemizde genellikle
üretimi yapılan yem karma
makineleri ise römork tarzındadır. Dolayısıyla bir çekiciye
güç aktarımına yani
traktöre ihtiyaç duymaktadır. Ancak son yıllarda üretilen
traktörler ha çok
teknoloji içermeleri ve birçok ihtiyaca yönelik üretildiğinden
satış fiyatları
yüksektir. Römork tipli yem karma makineleri, yüksek
satın alma ve işletme
maliyetine sahip traktörlerin sadece yürüyüşünden ve
kuyruk milinden
faydalanmaktadır. Bu durum yem karma ve dağıtma işlemini
özellikle küçük
işletmeler için maliyetini arttırmaktadır.
Son yıllarda ülkemizde ve uluslararası pazarda
otomotiv endüstrisinde ve tarım
makineleri sektöründe Ar-Ge yatırımları ve geleceğe
yönelik projelerde elektrikli
araçların yer aldığı görülmektedir. Fosil yakıtların
yenilenebilir olmaması
nedeniyle gelecekte azalacağı ve biteceği yönündeki öngörüler
ve ülkemizdeki
yüksek yakıt fiyatları üreticileri ve tüketicileri
bu yöne doğru sevk etmektedir.
1.4. Elektrikli Araç Kullanımının Mevcut Durumu
Bütün sektörlerde enerji kullanımı, 1970’li yıllardan
bu yana en çok önem verilen
konulardan birisi olmuştur. Dünya genelindeki ülkeler,
1973 ve 1979 yıllarındaki
petrol krizlerinde sonra, enerji verimliliğine önem
vermeye başlanmıştır. Daha
sonraları 1980’li yıllardan itibaren fosil yakıtların
yanması sonucunda oluşan çevre
kirliliğini azaltmaya yönelik çalışmalara önem
verilmektedir. Enerji kullanımı,
sera gazı emisyonları ve bunların küresel iklim değişikliklerine
olan potansiyel
etkileri en çok tartışılan konulardandır.
Dünyada küresel ısınmaya neden olan karbon
emisyonunun 20%’den fazlası
ulaşım sistemlerindeki enerji tüketiminden kaynaklanıyor.
Arabaların tamamında
kullanılan içten yanmalı motor teknolojisi bu oranda
en büyük paya sahip etkendir.
Ülkemizde araç mülkiyeti sayısının nüfusa oranı %15
seviyelerinde olup, bu
rakam gelişmiş ülkelere göre oldukça düşük durumdadır.
Hem iç pazardaki bu
büyük potansiyel, hem de Kyoto Protokolü ile CO2
(Karbon diosit)
7
emisyonlarının belirlenen sınırlara düşürülmesi
zorunluluğu yeni ve daha çevreci
bir teknoloji olan elektrikli araçları ülkemiz kalkınma
planı içerisine de dâhil
etmiştir (Öztürk ve ark., 2010).
Çevresel kirliliğin azaltılmasının sağlanması için
oluşturulan yasal düzenlemelerin
yanı sıra, petrol türevi yakıtların zamanla gerekli
talebi karşılayamayacağı gerçeği
araç üreticilerini performanstan ödün vermeden daha çevreci
alternatif çözüm
üretmeye zorlamaktadır. Bu durum doğrultusunda
elektrikli araç tasarımları ve
üretimleri hızlanmaktadır (Erhan ve ark., 2014).
8
2. KAYNAK ÖZETLERİ
Koca (1996) ve Karakuş (1998), çalışmalarında şunlara
yer vermişlerdir; Türkiye,
hayvancılığı gelişmiş ülkelere oranla yem sektörüne
yaklaşık yarım yüzyıl geç
başlamasına rağmen gerek teknoloji açısından,
gerekse yem kullanma bilinci
açısından olumlu gelişmeler göstermiştir. Büyükşahin
(1992), Ülkemiz yem
sektörünün üretim teknolojisi başlangıçta tamamen
insan gücüne dayanan manuel
bir sistemden oluştuğu halde son yıllarda
otomasyona, hatta tamamen bilgisayar
denetimli sistemlere doğru hızlı bir geçiş yaşanmakta
olduğunu bildirmişlerdir.
Sapan ve Etiler (2004), Hayvancılık sektörü üzerine
yaptıkları çalışmalarında; et,
süt, tekstil, deri, kozmetik ve ilaç sanayi dallarına
hammadde sağlamak ve dengeli
kalkınmaya katkıda bulunmak, kalkınma ve sanayileşme
finansmanını öz
sermayeye dayandırmak, ihracat yoluyla döviz
gelirlerini artırmak gibi katkıları ve
bunun ortaya çıkardığı sosyal sorunları azaltmak ve önlemek
gibi önemli
ekonomik ve sosyal fonksiyonlara sahiptir. Eren
(2006)’ e göre karma yem ve
tarım makineleri üreten 2 sanayi sektörü içinde sığır
yetiştiriciliği önemli bir pazar
alanı oluşturmaktadır. Ayrıca hayvancılığa bağlı diğer
alanlarda da istihdam
olanaklarının genişlemesi ve süreklilik arz etmesi önemli
bir faktördür.
Hayvancılık alanında elde edilen gelirin diğer sektörler
için yeni bir gelir kaynağı
olacağı düşünüldüğünde, ülke ekonomisi için hayvancılığın
taşıdığı önem daha net
görülmektedir.
Tezer ve Sabancı (1997), çalışmalarında; artan nüfusun
ihtiyaçlarını karşılamak
için, birim alandan daha bol ve kaliteli üretim, günümüzde
tarımsal üretiminin
temel amaçlarındandır. Makineleşmenin yaygınlaştırılmasıyla
tarım teknikleri çok
çabuk uygulanır hale gelmiş, elverişli alanlar tarıma
açılmış, sulanan araziler
genişletilmiş, toprak daha iyi işlenir olmuş, ilaç
ve gübre kullanımı artmış, daha iyi
tohum, daha iyi damızlık kullanılır olmuş, sonuçta
da ürünün kalitesi ve verimi
artmıştır. Bu gelişen teknolojinin çiftçiye aktarılmasında
en önemli araç tarım
makineleridir.
Lüle ve ark. (2012)’na göre; Mekanizasyon; tarım işletmelerinde
kullanılan ilkel
tarım tekniği ve metotlarla çalışmaya neden olan vasıtalar
yerine modern aletmakine,
cihaz ve tesislerin konulmasını ifade eder. Altay ve
Turhal (2011),
Mekanizasyon tarımda; üretimin, iş veriminin ve iş
kalitesinin arttırılmasında, işin
kolaylaştırılmasında, maliyetin düşürülmesinde, işletmelerin
9
modernleştirilmesinde, yeni iş alanlarının açılmasında,
tarım nüfusunun sosyoekonomik
yönden geliştirilmesinde büyük öneme sahiptir.
Aygün ve ark., (2004), yayınlarında şu ifadelere yer
vermişlerdir : ekonomi ve
birçok açıdan fayda sağlayan hayvansal üretim
sonucunda üretilen ürünler,
insanların dengeli ve yeterli beslenmesinde önemli
bir role sahiptir. Sağlıklı ve
dengeli beslenmenin en önemli koşullarından biri kişi
başına tüketilmesi gereken
günlük proteinin %40-50’sinin hayvansal kaynaklı
proteinlerden karşılanmasıdır.
Gündüz ve ark.,(2006), Ancak Türkiye’de kişi başına
tüketilen proteinin sadece
%29’u hayvansal ürünlerden sağlanmaktadır.
Aydemir ve Pıçak (2007), göre, hayvansal üretim
faaliyeti gerek işletme sayısı ve
gerekse ortaya çıkardığı ekonomik değer açısından çok
önemli bir sektör
durumundadır. Tarım sektöründe gelişme göstermiş
olan ülkelerin çoğunda
hayvancılığın tarımsal üretim içerisindeki payı %50’nin
üzerindedir. Türkiye'de
yaklaşık 3 milyon tarım işletmesi bulunmakta ve bu işletmelerin
%2,36'sında
yalnızca hayvancılık yapılmakta, %67,43'ünde ise
bitkisel ve hayvansal üretim
birlikte gerçekleştirilmektedir.
Demirbaş ve Karagözlü (2006), çalışmalarında şu
bilgileri vermektedirler;
isletmelerin büyük bir çoğunluğu, (%65) 50 dekardan
az arazi ve ortalama 5 büyük
bas hayvan varlığına sahip olduğundan, küçük aile
isletmesi olarak
tanımlanmaktadır. Bu nedenledir ki; çoğu isletmemiz,
kendi kendine yeterliliği
amaçlayan kapalı bir üretim içerisinde, ürettiğini önce
kendi ihtiyacına yönelik
olarak tüketen, ancak fazlasını piyasaya sunabilen küçük
isletmelerdir.
Ülkemizdeki bu durum, hayvansal üretimin daha karlı
ve verimli olmasını
engellemektedir.
Bakır (2001), sığırcılık ile ilgili araştırmalarında,
süt sığırcılığında ve üretimin her
dalında olduğu gibi “en az insan işgücü
gereksinmesiyle en fazla verim elde
etmek” ilkesi geçerlidir. Temel amaç; daha yüksek
verim elde etmek olduğundan,
şartlar aynı kaldığında is prodüktivitesini arttırıp,
işgücü ve zaman tasarrufu
sağlamak, koşullara uygun mekanizasyon uygulamaları
ile mümkün olmaktadır.
Özellikle günden güne kullanımı tercih edilen
serbest tip ahırlarda, günlük çalışma
zamanının %57,4’ünün sağım, %22,4’ünün yemleme ve %
20,2’inin ahır
temizliğine harcandığı tespit edilmiştir.
10
Çakmak (2008), Süt sığırcılığı isletmelerinde, sağımdan
sonra en çok işgücü
gerektiren işlem olan yem üretim ve dağıtımında
basarı, uygun makine
kullanımıyla gerçekleşebilmektedir. Süt veriminin
istenilebilen değerlerde
olabilmesi için hayvanlara kaba kuru yem, yeşil yem,
silo yemi ve kesif yemin
çeşitli rasyonlar sınırlarında verilmesi gerektiği
zorunluluğu, bu konuda geliştirilen
makinelerin çoğalmasına neden olmuştur. Bir
isletmede yemleme konusunda
mekanizasyonun uygulanacağı is safhaları;
1) Kaba yem üretimi ve depolanması; günlük yeşil yem
temini, yem bitkilerinin
hasadı, hasat edilen yemin taşınması, kuru ot veya
silaj materyali temini,
materyalin biçilmesi, kurutma ve toplama, balyalama,
tasıma ve depolamadır.
2) Kesif yem hazırlanması; kurutma+ temizleme,
depolama,
dozajlama, kırma+öğütme, karıştırma, peletleme,
ambalajlama, tasıma ve iletme
3) Yem dağıtımı
Ülkemizde 2005 yılından itibaren Kırsal Kalkınma Çalışmaları
kapsamında
başlatılan desteklerden sonra hayvansal üretim
makineleri alanında köklü
değişiklikler meydana gelmiştir. Bu hızlı değişim döneminde
ülkemizde değişik
özellikte makineler kullanılmaya başlanmış ve mevcut
kullanılan makinelerin
sayısı değişmiştir (Çizelge 2.1). En yüksek değişim
sırasıyla; yem dağıtıcı
römorklar, mısır silaj makineleri ve seyyar süt sağım
makinelerinde görülmüştür.
Çizelge 2.1 Hayvansal üretim makinelerinin yıllara göre
dağılımı
Tarımsal alet ve makineler 2005
2010 2013 Değişim
Oranı (%)
Hayvanla çekilen çayır biçme
makinesi 2,092 1,564 1,521 -27
Mısır silaj makinesi 8,717 16,627
21,887 151
Ot silaj makinesi 2,225 3,471
4,248 91
Süt sağma makinesi(Sabit) 5,571
7,280 8,182 47
Süt sağma makinesi(Seyyar) 130,087
208,457 268,164 106
Traktörle çekilen çayır biçme
makinesi 42,690 61,248 73,314 72
Yem dağıtıcı römork 545 1,483 2,052
277
Yem hazırlama makinesi 18,753
22,140 25,891 38
11
Evcim ve ark. (2010), çalışmalarında; Hazırlanan
yemlerin hayvanlara homojen
dağıtılmasının önemi ise son yıllarda ülkemizde özellikle
orta ve büyük ölçekli
işletmelerde kavranmış ve bu işlemlerin “Yem dağıtıcı
römork” olarak tanımlanan
“kaba+kesif yem karıştırma ve dağıtma arabaları” ile
yapıldığı görülmektedir. Son
dönemde meydana gelen % 277’lık değişim oranı konuya
verilen önemin artarak
devam edeceğini göstermektedir. Ülkemizde birçok
yerli ve ithal modellerin
olduğu bu dağıtma arabaları özellikle artan
kapasiteleri ile büyük işletmelerin
kritik makineleri arasına girmiştir.
Chan (2002), elektrikli araçlar için yaptığı araştırmada,
Çevreyi koruma ve enerji
tasarrufu gibi kaygıların arttığı bir dönemde EA
(Elektrikli Araba) teknolojisindeki
gelişim, bu ihtiyaçları karşılamak için önemli bir görev
üstlenmiştir. Çevresel
atıklara neden olan ve insan sağlığına büyük ölçüde
zarar veren içten yanmalı
motorlu taşıtların yerine EA'lar kentsel ulaşımda
kullanılabilir. EA’ların ihtiyaç
duyduğu yakıtın sağlandığı enerji santrallerinden
kaynaklanan emisyonlar dikkate
alındığında EA'ların kullanımı küresel hava kirliliğini
önemli ölçüde azaltabilir.
Ayrıca EA'lar yüksek teknolojiye teşvik, yeni sanayi
ortamı oluşturma ve
ekonomik gelişmenin yanı sıra enerji, çevre ve ulaşım
üzerinde büyük bir etkiye
sahip olacaktır.
Demirci (2010), Fırçasız doğru akım motoru, sargılarının
anahtarlanması
elektronik olarak sağlanan bir motor çeşididir.
Elektronik bir denetleme
mekanizmasında, yüksek akımı anahtarlama görevi gören
transistörler (IGBT) ve
anahtarlama zamanını ayarlayan mikro denetleyici
bulunmaktadır. Fırçasız doğru
akım motorlarının verimleri, fırçalı doğru akım
motorlarınkinden daha yüksektir.
Tüm kontrol işlemleri stator büyüklükleri değiştirilerek
yapılabilmektedir
Xue ve ark. (2008), Fırçasız doğru akım motoru, yüksek
güç gerektiren
uygulamalarda ise doğrudan sürüş olarak adlandırılan
yöntemle, sanayide ve
elektrikli araçlarda kullanılırlar. Bu şekilde
kullanımlarda besleme gerilimindeki
dalgalanmalardan (düşüş ve yükselişlerden)
kaynaklanan sorunların giderilmesi ile
sağlanmaktadır. EA’larda tekerlere iletilen moment,
elektrik motoru tarafından
üretildiği için EA'nın performansı tamamen tahrik
motorunun moment-hız veya
güç-hız karakteristiği ile belirlenmektedir. Bu özellikten
dolayı da elektrik
makinesinin seçimi büyük önem taşımaktadır. Elektrik
motorlarının elektrikli
araçlarda kullanılmalarının başlıca iki sebebi vardır;
elektrik enerjisini mekanik
12
enerjiye çevirmek ve rejeneratif frenlemeden meydana
gelen mekanik enerjiyi
elektrik enerjisine çevirmektir.
Ünlü ve ark. (2003), Eviriciler, doğru giriş
gerilimini dalgalı çıkış gerilimine
çeviren güç elektroniği devreleridir. Bataryalardaki
DC (Doğru Akım) çıkış
gerilimini, genliği ve frekansı ayarlanabilen AC
(Alternatif Akım) gerilime
çevirmek için eviricilere ihtiyaç duyulmaktadır. Bu
sebeple 3 fazlı gerilim
beslemeli PWM eviriciler, elektrikli taşıt tahrik
sistemlerinde asenkron motorun
kontrolünde kullanılmaktadır. Günümüzde 33
anahtarlama elemanı olarak
çoğunlukla yüksek güç ve frekansta anahtarlama
yapabilen IGBT’ler tercih
edilmektedir.
13
3. MATERYAL VE YÖNTEM
3.1. Materyal
Ülkemizde bulunan hayvancılık işletmeleri incelendiğinde
işletme başına düşen
hayvan sayısının ortalama olarak 3.9 olduğu ve çoğu
hayvancılık işletmesinin ya
hiç traktöre sahip olmadığı ya da 1 adet traktörü
olduğu görülmektedir. Bununla
birlikte modern tarım tekniklerinde maliyetin düşürülüp
verimin artırılması
amaçlandığında yetiştiricilikte en büyük maliyet
unsurunu oluşturan yemlemenin
uygun yem karma ve dağıtma makineleriyle yapılması ön
plana çıkmaktadır.
Ayrıca elektrik enerjisinin günümüzde artık birçok
yerde ulaşılabilir hale gelmesi,
fosil kaynaklı yakıtların sınırlı miktarda olması ve
yüksek fiyatları nedeniyle taşıt
ve tarım sektöründe kullanımı hızla artmaktadır. Bu çalışmada
küçük kapasiteli
hayvancılık işletmelerine yönelik olarak kullanılabilecek,
herhangi bir çekici ve
dönü hareketine ihtiyaç duymadan, depolanabilen
elektrik enerjisi ile tüm
hareketini sağlayabilecek küçük hacimli elektrikli
kendi yürür bir yem karma ve
dağıtma makinesi geliştirilmesi hedeflenmiştir. Bu
amaçla, günümüzde yoğun
olarak beslemenin yapıldığı 500-600 kg canlı ağırlığa
sahip 5 ila 8 başlı küçük
ölçekli süt sığırcılığı işletmeleri değerleri
dikkate alınmıştır.
Yukarıda ki kriterlere uygun işletmelerde beslemesi
yapılan ortalama olarak 500-
600 kg canlı ağırlığa sahip %3,5 yağ oranında günlük
25 kg süt verimi alınan süt
sığırlarına ait günlük farklı yem rasyonları
belirlenmiş ve Çizelge 3.1’de
verilmiştir.
Çizelge 3.1. Süt sığırcılığı işletmelerindeki farklı
yem rasyonları (Ergün, 2008)
Rasyon Silaj (%30
k. Mad.)
Kuru
ot/saman
Yonca Sığır süt yemi
(%18 HP 2500
ME kcal/kg)
Toplam yaş
ağırlık (kg)
1 20 4 3 6,5 33,5
2 20 2 4 6 32
3 20 2 3 7,5 32,5
4 18 3 2 6 31
5 17 4 4 5 30
14
Tablodaki değerler dikkate alınarak böyle bir işletmenin
günlük yem ihtiyacı
hesap edilmiş ve tezin başlangıç noktası olarak
belirlenmiştir.
Bilgisayar destekli tasarımı yapılan yem karma ve dağıtma
makinesinin aktif
olarak kullanılan makinelerde dikkate alınarak 5 kısımdan
oluşmasına karar
verilmiştir. Bunlar;
1. Yem Karma Ünitesi (Depo ve Helezon)
2. Ana Şasi
3. Güç Ünitesi (Redüktörlü Elektrik Motoru, Dönüştürücü,
Akü)
4. Fırçasız DC Motorlar
5. Motor Sürücüsü
olarak tespit edilmiştir.
Çalışmada tüm organların 3 boyutlu ve 2 boyutlu
olarak çizimleri bilgisayar
ortamında tasarım programı aracılığı ile çizilmiştir.
Bilgisayar ortamında yapılacak
olan tasarım için AUTOCAD-SOLIDWORKS paket
programlarının deneme
sürümü kullanılmıştır. Bu program yenilikçi, kullanımı
kolay, bilgisayar için
hazırlanmış 3 boyutlu tasarım programıdır. Program
her türlü makine, tesis, ürün
tasarımında kullanıcıya bilgisayar’ın kolaylıklarını
kullanarak hızlı bir şekilde
çizim yapmasını sağlar ve parasolid prensibinde çalıştığı
için kullanıcıya,
tasarımın her aşamasında müdahale şansı vererek,
modelin boyutlarının,
ölçülerinin ve ayrıntılarının istenilen şekilde değiştirilmesi
imkanı vardır,
saniyelerle ölçülebilecek zaman dilimlerinde teknik
resim ve montajların
yapılmasını sağlar. Feature tree (tasarım ağacı) ile
yapılan işlemlerin sıraları ve
yapıları değiştirilebilir. Üstelik yapılan değişiklikler
sonucu varsa yapılmış olan
montaj ve teknik resim anında güncelleşir. Böylece
kullanıcıya teknik resimde
veya montajda parçaya müdahale edebilme şansı doğar.
3.1.1. Yem Karma Ünitesi
(Depo ve
Helezon)
Yem karma depoları ihtiyaca göre çeşitli büyüklükte
imal edilen hayvanların
ihtiyacı olan yemi diğer yem maddeleriyle homojen
bir şekilde karışmasını
sağlayan ünitedir. Tüm bu sistemler ürünü karıştırırken,
sindirimi kolaylaştırmak
için boyutları küçültürler. Helezonlarının konumuna
göre ise: yatay, düşey ve eğik
eksenli olarak adlandırılırlar. Çekilir tip yem
karma makineleri (Şekil 3.1)
15
hareketini traktörden almaktadır. Çeşitli büyüklüklerde
imal edilmektedir(Anonim,
2011b).
Şekil 3.1. Çekilir tip yem karma makinesi
· Asılır tip yem
karma makineleri (Şekil 3.2); traktör üç nokta askı
sistemine bağlanan makineler güç
ihtiyacını traktörden veya elektrik
motorlarından sağlamaktadır. Çekilir
tiplere oranla daha küçük
hacimdedir (Anonim, 2011b).
Şekil 3.2. Asılır tip yem karma makinesi
· Kendi yürür yem
karma makineleri; Çeşitli hacimlerde imal edilen yem
karma makineleri yürüme ve karıştırma
için gerekli güç ihtiyacını
üzerindeki termik motordan karşılamaktadır.
16
Şekil 3.3. Termik motorlu kendi yürür yem karma
makinesi
Yem karma depoları sert plastik malzemeden ya da çeşitli
kalınlıklarda sac
malzemeden yapılabilmektedir, ortasında üzerine bıçaklar
bağlı helezonun
durumuna göre yatay ve ya dikey imal edilen ünitelerdir.
Karma deposu yan
duvarlarında çeşitli ölçülerde boşaltma ağzı
bulunmaktadır. Boşaltma ağzı
kapakları hidrolik veya el ile açılıp
kapanabilmektedir (Anonim, 2011b).
3.1.2. Ana Şasi
Makinenin tüm parçalarını üzerinde toplayan ana
iskelet yapısıdır. Şasilerin
dayanıklılığının yanı sıra hafif ve mümkünse az sayıda
parçadan oluşması istenir.
Üzerine bağlanacak tüm parçaların kolaylıkla montajının
yapılabileceği şekilde
tasarlanmalıdır. Şasinin ana görevi üzerine bağlanan
tüm parçaları güvenli bir
şekilde bir arada tutmaktır. Şasi üzerine gelen yükleri
uygun şekilde
dağıtabilmelidir (Anonim, 2007b).
17
Şekil 3.4. Şasi örneği
Çalışmada şasi St 37 malzemeden imal edilmesi düşünülmüştür.
St-37
malzemenin teknik özelliği Çizelge 3.2’de, kimyasal özelliğide
Çizelge 3.3’te
verilmiştir.
Çizelge 3.2. St 37 çelik malzemenin teknik özellikleri
Çekme Mukavemeti N/mm2 Akma Sınırı N/mm2 Kopma
Uzaması %
340-470 235-435 26
Çizelge 3.3. St 37 çelik malzemeye ait kimyasal özellikler
C Si Mn P S N
0,19 - - 0,06 0,06 0,01
3.1.3. Güç
Ünitesi
3.1.3.1. Redüktörlü
elektrik motoru
Çalışmada aşağıdaki teknik özelliklere sahip bulunan
redüktörlü motor
kullanılmıştır.
18
Şekil 3.5. Elektrik motorlu redüktör
3.1.3.2. Dönüştürücü
Frekans değiştirici anlamına gelen ve alternatif akımdan
(AC), doğru akıma (DC),
doğru akımdan (DC), alternatif akım (AC) 3 faz biçimine
dönüştürülebilen,
frekansı ve gerilimi ayarlanabilen bir cihazdır. Başka
bir deyişle, 12, 24 veya
48V dc akü voltajını, 230V AC 50 hz voltaja çevirirler.
Filtre devresinden
geçirerek şebekeden gelen gerilim dalgalanmaları,
pik’ler v.s gibi bozucu elektrik
dalgalanmalarını temizleyip AC veya Servo Motorun hızını
yüksek kalkış
momentiyle sıfırdan istenen değere, istenen sürede
ayarlayabilen yüksek
teknolojili motor hız kontrol cihazlarıdır. Dönüştürücüler
modifikasyonlu, yarım
veya tam sinüs olarak 3’e ayrılırlar (Çolak ve ark.,
2012).
Şekil 3.6. Dönüştürücü örneği
19
3.1.3.3. Akü
Gel (Jel) aküler: İçerisinde jel - jöle kıvamında
elektrolit bulunan akülerdir. Derindeşarja
(tam kapasite kullanımı) uygun ve uzun ömürlü akülerdir.
Deep-cycle ya
da marin aküsü olarak da bilinir. Tam bakımsızdır.
Akü bakım maliyetini yok
denecek kadar azdır. Bu tip özelliklerinden dolayı
elektrikli araçlarda
kullanılmaktadır (Anonim, 2012).
Şekil 3.7. Jel akü
3.1.4. Fırçasız
DC Motor
Fırçasız doğru akım motorları, iletken akımları ile
rotora yerleştirilen sürekli
mıknatısların manyetik alanın etkileşimi sonucu indüklenen
moment ile enerji
dönüşümünü gerçekleştiren elektrik makineleridir. Fırçalı
doğru akım
motorlarında tek yönlü düzgün moment, rotor akımının
kolektör değişimi ile
sağlanır. Fırçasız Dc motorlarda ise rotordaki mıknatısın
her kutup değişiminde
statorlardaki iletkenlerin akım yönleri güç
elektroniği anahtarları tarafından
değiştirilir. Böylece kolektör ve fırça düzeneği
olmayan elektronik komutasyonlu
bir doğru akım makinesi elde edilmiş olur (Tanrıöven,
2012).
Fırçasız doğru akım motor tipi olan Fırçasız DC
motorları elektrikli araçlarda
kullanılan yeni teknolojinin bir ürünüdür. Tekerlek
motor olarak da adlandırılan bu
motorlarda tekerlek mili direk olarak motora bağlıdır.
Güç iletimi sırasında
herhangi bir fiziksel aracı olmadığından bu
motorlarda verim yüksektir. Bu tip
motorların kullanıldığı araçlarda diferansiyel görevini
ise elektronik diferansiyel
ile tamamlamak mümkündür. Elektrikli araçlarda, aracın
tahriki için gerekli olan
20
yüksek verimli ve güç yoğunluklu jant içi (FIRÇASIZ
DC) sabit mıknatıslı fırçasız
doğru akım motoru, mekanik dişli grubuna gereksinim
duymaması ve dış-rotor
konfigürasyonuna sahip olmasından dolayı 2 veya 4
tekerleğe kolayca
yerleştirilebilmektedir (Anonim, 2010b).
Avantajları:
1. Yapısal olarak 4 tekerin birden sürülmesi.
2. Maksimum torkun üretilebilir olmasından dolayı
zorlu ve kaygan yol
koşullarında diğer elektrikli araçlara nazaran daha
yüksek bir ilerleme
kabiliyetinin sunulması.
3. Rejeneratif frenlemenin en az tek elektrik
motorlu araçlardaki gibi kolay
olması.
4. Dişli kutusu, diferansiyel, tahrik milleri ve
akslar gibi güç iletim birimlerinin
bu sayede gereksiz hale gelmesi ve buna bağlı olarak
genel kayıpların azalması ve
aracın daha ergonomik olması (Anonim, 2010).
5. Her tekerlekteki motor elektronik olarak kontrol
edilmesi sayesinde ABS,
çekiş kontrolü ve stabilite kontrolü gibi modern
kontrol yöntemleri daha basit ve
etken şekilde kullanılabilir.
Şekil 3.8. Fırçasız DC motorlar
21
3.1.5. Motor
Sürücüsü
Fırçasız DC motorlarda kullanılan kontrol yöntemleri
ile motorun akımı, torku
(dönme momenti), rotor konumu ve hızı gibi
parametreleri kontrol edilir.
Günümüze değin birçok kontrol yöntemi kullanıla
gelmiştir. Doğru akım
motorlarının hassas olarak hız kontrollerinin yapılabilmesi
için, bugüne değin
yapay sinir ağları, bulanık mantık, dalgacık tekniği,
genetik algoritma olarak adı
geçen pek çok yöntem sayılabilir. Ayrıca, adı sayılan
bu yöntemlerle birlikte ya da
tek başına PID kontrolü de kullanıla gelmiştir
(Bayraktar, 2014).
Çalışma Prensibi
Fırçalı bir DC motoru çalıştırmak için motorun her 2
ucuna gerilim uygulanır.
Motor, uygulanan gerilimle doğru orantılı bir hızda
dönmeye başlar. + ile -
uçların yerleri değiştirilirse, motor bu sefer ters
yöne döner. DC Motorlar, çoğu
devre elemanına göre çok daha fazla akım çeker. Bu
nedenle, direkt mikro
denetleyici uçlarına bağlanarak çalıştırılamazlar.
Kullanılacağı sistemde tek yöne
dönecekse mosfet ya da röle ile her iki yöne de dönecekse
motor kontrol entegresi
ile sürülürler. Birçok uygulamada DC motorların her
iki yöne de dönmesi istenir.
Motor kontrolü, DC motor ile mikro denetleyici arasına
yerleştirilen motor sürücü
entegresi ve devresi ile sağlanır.
Şekil 3.9. Motor sürücüsünün şematik gösterimi
22
Bu 3 temel bağlantı ile kontrol entegresinin çalışması
için ve motora iletmek için
gerekli güç sağlanmış olur. Geriye motoru kontrol
etmek için kullanacağımız 3
bağlantı kalır: "A", "B" ve
"En" yada "PWM". "A" ve "B" bağlantıları,
mikro
denetleyicinin herhangi bir I/O pinine bağlanır.
Motorun hızı da kontrol edilmek
isteniyorsa, "En / PWM" bağlantısı mikro
denetleyicinin PWM girişine bağlanır.
Hız kontrolü gerekli değilse, "En / PWM"
herhangi bir I/O portuna bağlanabilir.
Giriş verilen komutlara göre motorun tepkisi Çizelgesi
3.4’te verilmiştir.
Çizelge 3.4. Motor tepki pinleri
A B EN/PWM Tepki
0 0 1/0 Serbest
1 0 1 A Yönüne Dönüş
0 1 1 B Yönüne Dönüş
1 1 1/0 Sert Duruş(Fren)
Özetle, "A" ve "B" girişleri
motorun hangi yöne döneceğini ve duruş modunu
belirler. "En / PWM" ise dönüş hızını
kontrol eder. Örneğin, motorun A yönüne
dönmesi için kontrol entegresinin "A" ve
"En / PWM" girişine 5V elektrik
uygulanması gerekir (Altan, 2013).
Şekil 3.10. Motor sürücüsü
23
3.2 YÖNTEM
Çizelge 3.1’deki değerler incelendiğinde 8 başlı bir
süt sığırcılığı işletmesinin
günlük olarak yaklaşık 260 kg (yaş ağırlık), öğün başına
ise (günde 2 kez
yemlendiği varsayıldığında) 130 kg karma yeme
ihtiyacı olduğu görülmektedir.
Bu ölçekte işletmelerin insan iş gücü ve zaman kaybını
azaltarak kaliteli doğru
oranda karışım yapabilen, ihtiyaca uygun kendi yürür
elektrikli yem karma ve
dağıtma makinesinin tasarımına yukarıda tespit edilen
yem miktarları göz önüne
alınarak ilk olarak yem karma ünitesinin hacminin
hesaplanmasıyla başlanmış ve
diğer kısımlar sırayla tasarıma dahil edilmiştir.
Makine kısımlarına ait hesaplama ve tasarım
kriterleri ve formül setleri aşağıdaki
gibi belirlenmiştir.
Depo ve Helezon: Çizelge 3.1’de verilen ortalama
toplam yaş ağırlık değerleri ve
yoğunluklar dikkate alınarak aşağıdaki formül yardımıyla
yem karma makinesinin
depo ve karma ünitesi hacmi bu tasarım için eşitlik
[ 3.1] hesaplanmıştır
(Mihcakan ve ark., 2007).
T = M.r [ 3.1]
T: Depo ve karma ünitesi hacmi (m3)
M: Bir öğünde verilecek toplam yem yaş ağırlığı (kg)
ρ: Yemin özgül kütlesi (m3/kg)
Yem karma ünitesinin tabanı daire şeklinde olup 4 mm
sacdan, alttan üste doğru
eliptik şekilde uzamakta olan depo duvarları ise 2
mm sactan oval şekilde 2 parça
halinde kıvrılarak tasarlanmıştır. 2 parça alın alına
birleştirilerek taban demiri
üzerine yerleştirilmiştir. Depo yemin en iyi şekilde
kıyılarak karışmasına olanak
verecek şekilde tasarlanmıştır.
Karma Ünitesinin yan duvarlarında bir boşaltma kapağı
bulunacaktır ve eğik
şekilde yerleştirilecektir ayrıca kapak üzerinde
bulunan bir tutamak ile elle açılıp
kapanacaktır.
Yine karma ünitesinin yan duvarında bir boşaltma
kapağı bulunacak, kapak yan
duvara paralel çalışacak şekilde ayarlanmıştır.
Kapak, üzerine yerleştirilen bir kol
24
yardımı ile elle açılıp kapanacaktır. Kapak depo yüzeyine
paralel bir şekilde
kayma yöntemiyle açılıp kapanacaktır.
Helezon: Yem karma deponun tam
merkezinde çalışan helezon üzerindeki
bıçaklar ile uygun büyüklükte kıyma, tabanı tam örten
kanat yapısı ile de ünite
içinde yemin kalmasına engel olacak şekilde
tasarlanmıştır
Tabanı geniş olan yem karma makinesinin dip kısmında
boşaltma esnasında yem
kalmaması ve alt kısımlardaki materyallerinde parçalanması
için L şeklinde bıçak
tasarlanarak helezonun dibini süpüren kısmına
eklenmiştir.
Ana
ġasi: Tasarımın ana çatısını oluşturan şasi
uygun kutu profilden
tasarlanmıştır. Şasi üzerine önde iki ve arkada tek
adet olmak üzere üç adet
tekerlek bağlanmaktadır. Şasinin ön kısmında yem
karma deposu ortada operatör
durma yeri ve arka kısımda akü yer almaktadır.
Çalışmada; sonlu elemanlar yöntemine göre çözümlemeler
yapan paket programı
kullanılarak, şasiye etkiyen statik yayılı yük altında
yapısal analiz
gerçekleştirilmiştir.
Şasinin üzerine gelen toplam kuvvet, 6000 N’luk düşey
yayılı yük uygulanarak
yapısal analiz gerçekleştirilmiştir. Analiz
sonucunda; en yüksek gerilmenin ve
deformasyonun oluştuğu kritik bölgeler belirlenmiştir.
Katı modeli oluşturulan yapıya; daha sonra sonlu
elemanlar uygulanmıştır. Sonlu
eleman tipi olarak yapısal analizlerde tercih edilen
Solidworks Simulation katı
mesh eleman tipi seçilmiştir. Mesh detayları çizelge
3.5'teki gibidir.
Çizelge 3.5. Mesh ağ detayları
Toplam Hücreler 18235
Toplam Elemanlar 9538
Maksimum En-Boy Oranı 25.429
En-Boy oranı < 3 olan elemanlarin % 87.6
En-Boy oranı > 10 olan elemanlarin % 0.189
25
Gerçekleştirilen stres analizi (Von mises) sonucunda
maksimum 391 MPa Düğüm:
16697 sonuçları elde edilmiştir.
Gerilim analizi (ESTRN) 0.0421607 Eleman: 9133 değerleriyle
gerçekleştirilmiştir.
Yer Değiştirmesi(URES) analizi maksimum 20.255 mm Düğüm:
2926 değerlerine
ulaşılmıştır.
Redüktörlü
elektrik motoru:
Elektrikli yem
karma makinesinin redüktörü bir
elektrik motoruyla tahrik edilecektir. Yüksek
devirli elektrik motorunun devri
düşürülüp dönme momenti yükseltilerek karma için
gerekli güç ihtiyacı elde
edilmektedir. Bu tip tasarım elektrik motoru ve redüktör
olarak iki aşamadan
oluşmaktadır. Bu tasarıma ait özellikler aşağıda
verilmiştir.
Elektrik motoru: Yem karma deponun ortasında
bulunan helezonun tahriki için
redüktörle birlikte çalışabilecek yapıda piyasada
birçok firmanın ürettiği 2 kutuplu
220 V elektrik motoru seçilmiştir. Elektrik motoru dönüştürücü
yardımıyla aküden
aldığı elektrikle 1420 d/d dönü hareketini redüktöre
iletmektedir. Çizelge 3.6’te
verilen elektrik motoruna ait katalog değerleri
kullanılarak saatlik güç tüketimi
hesaplanmış ve redüktörle birlikle akuple halde
elektrik motorunun üç boyutlu
resmi çizilmiştir.
Çizelge 3.6. Elektrik motorunun özellikleri
Güç(kw) 3
Akım(v) 220
Amper(A) 12,23
Devir(n) 1420
Cos ϕ 0,80
Verim(η) 0,813
Moment(kgm) 2,050
Elektrik motorunun şebekeden çektiği güç eşitlik
[3.2] ile hesaplanmıştır
(Anonim, 2010).
P = 3xUxIx Cos F/1000 [3.2]
26
P: Güç (kW)
I: Akım (A)
U: Gerilim (V)
Cos ϕ: Güç faktörü
η: Verim
Redüktör: Ana parçalar olarak giriş mili,
ayna-mahruti, planet dişliler, çember
dişli ve çıkış milinden oluşan 27,807 tahvil oranına
sahip dikey tip olarak
adlandırılan redüktör tasarlamıştır. Ayrıca traktör
ile çalışması gerekebileceği
düşünülerek redüktörün çalıştırılabilmesi için
kuyruk mili girişi de eklenmiştir.
Çizelge 3.7. Redüktörün teknik özellikleri
Giriş
Gücü(Kw)
Giriş Mil
Devri(d/d)
Çıkış Mil
Devri(d/d)
Kademe
Sayısı
1.Kademe
Dişli Tipi
2. Kad.
Dişli Tipi
3 kW 1420 52,07 2
Ayna-
Mahruti
Planet
dişli
Dönüştürücü: Yem karma ve dağıtma süresince çalışacak
olan elektrik motorlu
redüktör için; aküden gelen DC akımı AC akıma çevirecek
bir dönüştürücüyee
ihtiyaç vardır. Piyasada çok sayıda ve çeşitte
bulunan dönüştürücü; tasarım için
istenilen özellikte olanı seçilerek, katalog özelliklerine
göre çizilmiştir.
Dönüştürücü kapasite eşitlik [3.3] ile
hesaplanabilir (Çolak ve ark., 2012).
S = P/m [3.3]
S: Gerekli dönüştürücü kapasitesi
P: Güç miktarı
μ: Dönüştürücünün Verimi
Piyasada bulunan tam sinüs dönüştürücülerin verimi
%83-89 arasında olduğu
tespit edilmiştir.
27
Akü: Tasarımda elektrik gücünün sağlanması
için bir güç kaynağına ihtiyaç
vardır. Bu güç kaynağı için şarj kabiliyeti yüksek
verimli ve ucuz olan jel aküler
seçilmiştir. Jel aküler hafif ve deşarj derinliği
bakımından birçok tasarımda tercih
edilmektedir. Gerekli akü kapasitesi formül [3.4]
ile hesaplanabilmektedir (Gören,
2011).
Akü kapasite hesabı;
Ak = h.z.tb.k
[3.4]
Ak: Akü kapasite Hesabı
h: Enerjinin aküden çekileceği saat
z: Deşarj derinliği
tb: Batarya sıcaklık katsayısı
k: Saatlik batarya kapasitesi ihtiyacı (Ah/h)
Jel akü, üretici firma değerleri doğrultusunda seçilerek
üç boyutlu çizilmiştir.
Fırçasız
DC Motor: Tasarımda kullanılacak Fırçasız
DC motorun seçimi için
Çizelge 3,7’deki değerlere göre hesaplanıp seçilmiştir.
Güç ihtiyacı hesaplandıktan
sonra bu tip motor üretim yapan firmaların değerlerine
göre DC motor seçilmiştir.
Tasarımın istenilen teknik özellikleri ve çizimleri
aşağıdaki gibi verilmiştir.
Tasarlanan yem karma makinesi çiftlik içi yemleme işi
için kullanılacağından
maksimum 10 km/h hıza ulaşacaktır. Yapılan
hesaplamalar sonucu aracın boş
ağırlığı yaklaşık 375 kg olmaktadır. Bu boş ağırlığa
operatör ve depoya konulacak
yem de dahil edildiğinde ağırlığın 600 kg’a kadar yükseleceği
dikkate alınarak tüm
hesaplamalar ve yürüme gücü hesabı yapılmıştır.
Makinenin fonksiyonlarını tam
olarak yerine getirebilmesi için yürüme gücü hesabı
aşağıdaki formüllere göre
yapılmıştır;
Fırçasız DC motor gerekli güç hesabı:
Tekerlek Sürtünmesi;
28
F = m.g.cos(a).Rr [3.5]
Gerekli Kuvvet;
F = m.g.sin(a) [3.6]
Bu kuvveti yenmek için gerekli olan güç (Kw) ;
P = F.v /1000 [3.7]
Gerekli olan güç değeri sistem verimine göre düzenlendiğinde
ve formüller
[3.5],[3.6] ve [3.7] birleştirildiğinde ise gerekli
olan net güç miktarı formülü
aşağıdaki gibidir (Anonim, 2010b);
2 F m.g.(sin )
m.g.(cos ).R V r = a + a + [3.8]
m: Kütle(kg)
a: Eğim açısı (0)
Rr: Dönme sürtünme katsayısı
v: Hız (m/s)
g: Yer çekimi ivmesi (m/s2 )
E= P/e
E= Net Güç (kW)
P= Güç (kW)
e= Verim (η)
29
Çizelge 3.8. Hareket için gerekli parametreler
Toplam Kütle(m) 700 kg
Yer çekimi(g) 9,81 m/s2
Eğim Açısı (a) 5
Dönme Sürtünme Katsayısı(Rr) 0,015
Hız(v) 10 km/h
Sistemin Toplam Verimi(e) 0,9
Çizelge 3.9. Seçimi yapılan Fırçasız DC motorun
teknik özellikleri
Gerilim 48 V
Akım 75 A
Verim 0,96
Maksimum Hız 40 km/h
Güç 1,5 kW
Motor Çapı 11 '' inç
Ağırlık 12 Kg
Tasarımda
kullanılan diğer parçalar:
Tasarımın dümenleme
işini makinenin
arka tarafında bulunan tek tekerlek gerçekleştirmektedir.
Direksiyon ile gelen
dönme hareketi alt kısımda bulunan kremayer dişli
olan direksiyon kutusuna
iletmektedir, dişli grubuyla ileri geri hareket eden
piston tek tekerleğe bağlı olan
rot başını hareket ettirerek 17 derecelik bir açıyla
dümenleme işlemini
gerçekleştirmektedir.
Tasarımın arka tekerleğinin ortasında çalışan ve
arka tekerleği tutan porye 4
bijonlu olarak üç boyutlu çizilerek modellenip tasarıma
eklenmiştir.
30
4. BULGULAR
Depo ve Helezon
Yapılan tasarım sonucunda birçok hesaplama, iki
boyutlu ve üç boyutlu çizimler
gerçekleştirilmiştir. Hedef kitle olan küçük ölçekli
işletmeler için ekonomik olacak
en iyi tasarım gerçekleştirilmeye çalışıldı. Küçük ölçekteki
işletmelerin ihtiyacı
olan günlük yem miktarı belirlendi ve bu ihtiyaca göre
yem karma ve dağıtma
makinesinin depo kapasitesi eşitlik [3.1] ile
1,3 m3
olarak hesaplanmıştır.
Tasarlanan deponun hacmi Solidworks programının
hacim ölçme yöntemiyle de
doğrulanmıştır.
Çizelge 3.1’deki değerler dikkate alınarak işletmeler
için 1,3 m³ kapasiteye ihtiyaç
olduğu tespit edildi. 1,3 m³ hacme sahip depo ve
365x560 mm ölçülerinde
boşaltma ağzı kapağı, deponun ortasında saat yönünde
dönerek çalışan 455 mm
yüksekliğe ve 847.21mm genişliğe sahip helezon
resimleri üç boyutlu ve iki
boyutlu olarak tasarıma dahil edilmiştir. (Şekiller
4.1, 4.3, 4.4, 4.5,).
Şekil 4.1. Yem karma deponun iki boylu çizimi (Ön görünüş)
31
Şekil 4.2. Yem karma deponun üç boyutlu çizimi
Boşaltma ağzı kapağı 3mm saçtan, yem karma deposu
yan duvarına eğik bir
biçimde açılmış ve üzerinde bulunan bir tutamak yardımıyla
elle açılıp
kapanabilecektir. Boşaltma aralığı üzerinde bulunan
bağlantı delikleri vasıtasıyla
ayarlanabilecektir (Şekil 4.2).
Şekil 4.3. Yem karma deposu boşaltma ağzı kapağı
32
Karma ünitesi ortasında dönerek karıştırıcı görevini
yapan dikey durumda; 5mm et
kalınlığına sahip sac boru etrafına, 4 mm kalınlıktaki
sactan kıvrılarak
oluşturulmuş kanatlar üzerine 5 adet kesici bıçak cıvatalar
yardımıyla bağlanarak
oluşturulan helezon saat ibresi yönünde dönerek karıştırma,
kesme ve boşaltma
işini gerçekleştirecektir. Depo içerisindeki
helezonun kanatlarına vida yardımıyla
bağlanan düz bıçak keskin uçları sayesinde saman,
yonca vb. maddelerin istenilen
boyutlara getirilmesini sağlayacaktır.
Şekil 4.4. Helezonun iki boyutlu resmi
Şekil 4.5. Helezonun üç boyutlu resmi
33
Ana
Şasi
Elektrikli kendi yürür yem karma ve dağıtma
makinesinin ana kısmını oluşturan
şasinin tasarımı yapılmıştır. Şasi St-37 malzemeden
40x80x4 kutu profil
kullanılarak tasarlanmıştır. Şasinin maksimum uzunluğu
2279,42 boyunda 660,2
mm’dir. (Şekil 4.8).
Şekil 4.6. Şasinin iki boyutlu çizimi
Şekil 4.7. Şasinin üç boyutlu resmi
34
Şasi tasarımı bitirildikten sonra sonlu elemanlara
ayırma yöntemi kullanılarak
statik, yorulma ve yer değiştirme analizlerine tabi
tutuldu. Şasi ön ve arka
tekerleklerden sabitlenerek üzerine 7000 N'luk bir yük
etki ettirilmiştir.
Şekil 4.8. Şasinin sonlu elemanlara ayrılmış hali
Analizler sonucunda en fazla yorulma ve yer değiştirmenin
tekerlek bağlantı
noktalarında olduğu tespit edilmiştir. Ancak bu değerlerin
mukavemet sınırları
içinde olduğu görülmüştür (Şekil 4.10, 4.11 ve
4.12).
Şekil 4.9. Şasinin stres Analizi
35
Şekil 4.10. Şasinin gerilim analizi
Şekil 4.11. Şasinin yer değiştirme analizi
Yapılan çalışmada statik ve dinamik yüklemelere
dayanıklı, sonsuz yorulma
ömürlü bir şasi elde edilmeye çalışılmıştır.
Geometrik tasarımı için Solidworks
statik analizler için Solidworks Simulation uygulaması
kullanılmıştır. Statik analiz
sonucunda en iyi değerleri veren şasi dizaynı
(40x80x4 mm) üzerinden yapılan
dinamik analizler sonucunda yapıda oluşan gerilme değerlerinin
malzeme akma
sınırı altında kaldığı görülmüştür. Tasarım sonucu
elde edilen tüm değerler ve
36
ölçüler doğrultusunda bir imalat gerçekleştirildiğinde
güvenli bir şasi elde
edileceği görülmektedir. Seçilen şasinin analizler
neticesinde uygun çıkmasına
rağmen, malzeme içerisinde meydana gelen mikro çatlakların
ve özellikle kaynaklı
imalat aşamasında, kaynak bölgesinde oluşan mikro çatlakların
şasinin mukavemet
değerlerini düşüreceği göz ardı edilmemelidir.
Elektrik
Motorlu Redüktör
Yem karma ve dağıtma deposu için elektrik motorlu
redüktör tasarlandı. Bu
redüktör için üç kilowatt elektrik motoru ve yatay
gelen dönme kuvvetini 90
derece değiştiren dikey tip olarak adlandırılan redüktör
eklendi.
Elektrik motorunun şebekeden çektiği güç formül [3.2]
ile hesaplanarak 3,728 kW
olarak bulunmuştur.
Şekil 4.12 Elektrik motorlu redüktörün iki boyutlu
kesit resmi
37
Şekil 4.13. Elektrik motorlu redüktörü oluşturan parçalar
Şekil 4.14. Elektrik motoru ve redüktörün montajlı
hali (render)
Dişli grubundan oluşan redüktör elektrik motorunun
1420 min-1
olan devrini 52,07
min-1 'ya
indirerek momentini yükselttiği hesaplamalar sonucunda görülmektedir.
Elektrik motorlu redüktör tüm parçalarıyla birlikte çizilerek
şekil 4.14’te
verilmiştir.
38
Fırçasız
DC Motor
Tasarımda yürüme hareketinin gerçekleştirilmesi için
gerekli güç hesabı formül
[3.8] ve çizelge 3,8’deki değerler
kullanılarak hesaplama gerçekleştirilmiş ve 2,17
kW güce ihtiyaç olduğu tespit edilmiştir.
Formül [3.8] sonucunda elde edilen değere göre
rezerv güçte dikkate alınarak iki
adet 1,5 kW gücünde fırçasız (DC) motorun tüm
ihtiyacı karşılayabileceği
belirlenmiştir.
Şekil 4.15. Fırçasız DC motorun üç boyutlu resmi
Şekil 4.16. Fırçasız DC motorun montaj resmi
39
Motorların üç boyutlu tasarımları gerçekleştirilerek
ön teker jantları içine
yerleştirilmiştir.
Şekil 4.17. Fırçasız DC motorun jant içerisine yerleştirilmiş
hali
Dönüştürücü
Hesaplamalar sonucunda piyasada bulunan 48V 3500 W dönüştürücü
seçilip üç
boyutlu olarak çizilmiştir. 3500 W’lık tam sinüs bir
dönüştürücünün ihtiyacı
karşılayabilecektir.
Akü
Tasarımda elektrik ihtiyacının karşılanabilmesi için
akü eklenmiştir. Kullanılan
elektrik motorlar için akü kapasitesi formül [3.4]
ile aşağıdaki gibi hesaplanmıştır;
Hesaplamalar sonucunda fırçasız DC motorların akım gücü
ihtiyacı içinde uygun
olan 48 V 125 Ah kapasitesinde bir akünün yeterli
olacağı öngörülmüştür. Akü tipi
olarak ucuz, hafif ve deşarj kapasitesi uygun olan
jel akü seçilmiştir ve tasarıma
eklenmiştir.
Tasarımında arka tekerlekten gerçekleşen dümenleme için
bir direksiyon kutusu
tasarlanmıştır. Dönme hareketini dişliler vasıtasıyla
ileri-geri harekete çevirerek
tekerleğin 17 derecelik bir açıyla dümenlemesini sağlamaktadır.
40
Şekil 4.18. Direksiyon kutusu
Şekil 4.19. Direksiyon sistemi
Tasarım sonucunda tüm parçalar birleştirilerek Şekil
4.20 ve Şekil 4.21 ' teki gibi
bir tasarım elde edilmiştir. Genel ölçülere bakıldığında
makinenin en yüksek yeri
1757 mm ve en geniş yeri ise 1631 mm'dir.
41
Şekil 4.20. Tasarımın tüm parçalarının montajlanmış
hali
Şekil 4.21. Tasarımın izometrik görünüşü
42
Şekil 4.22. Tasarımın yandan görünüşü
Şekil 4.23. Küçük kapasiteli elektrikli yem karma ve
dağıtma makinesi
43
5. SONUÇ
Bu modelleme ile elektrikli kendi yürür yem karma
makinesi imalatı için gerekli;
üç boyutlu ve iki boyutlu teknik resimler elde
edildi. Gerçekleştirilen analizler ve
hesaplamalar yapılarak bir tasarım ortaya konuldu.
Bu tasarım neticesinde küçük
kapasiteli işletmeler için elektrikli kendi yürür
yem karma ve dağıtma makinesi
imalatı için gerekli tüm veriler elde edildi. Yapılan
şasi analizleri neticesinde
tasarımı ayakta tutabilecek sonsuz yorulma ömürlü
bir şasi elde edildi. Ayrıca
makinenin hareket edebilmesi için kullanılan Fırçasız
DC motorlar termik
motorlara göre daha az enerji tüketecek ve sıfır
emisyon salgılayan çevre dostu bir
tasarım gerçekleştirildi. Günümüzdeki fazla enerji
gereksinimine paralel olarak
petrol tüketiminin artması petrol ve türevlerinin
yenilenemez olması gelecek için
alternatif yakıt olarak değerlendirilen elektrik
enerjisinin önlenemez yükselişini
göz önüne sermektedir. Dünyadaki bu elektrik
enerjisinin kullanımının artması ve
tarım makineleri sektörüne adapte edilebilesi açısından
bu tasarım önem arz
etmektedir. Tarım makinelerinde elektrik enerjisi ve
teknolojisi kullanımının
yaygınlaştırılmasına katkıda bulunması ve termik
motorların yerini alarak ülkenin
petrol bakımından dışa bağımlılığını azaltacak yönde
bir modelleme olduğu
açıktır.
Tasarım sonucunda gerekli değerlerin elde edilmesi
ile büyük kapasiteli termik
motorlu yem karma ve dağıtma makineleri ile traktörle
çekilir yem karma ve
dağıtma makineleri yerine kullanılabilecek çevre ve
hayvan sağlığı açısından
güvenli, egzoz ve gazı salgılamayan, yakıt olarak
daha ucuz olan elektrik
enerjisinin kullanımının önünün açılması
hedeflenmektedir. Ülkemizde hayvan
yetiştiriciliğinin büyük bir çoğunluğunu oluşturan küçük
kapasiteli işletmelerin
ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir makine tasarımı
gerçekleştirilmiştir.
Ayrıca yem karma ve dağıtma işi için insan iş gücü
sayısın azaltılması ve yemleme
maliyetlerinin en aza indirilerek çiftliklerin
modernleştirilmesine yardımcı olacağı
düşünülmektedir.
__
Yorumlar
Yorum Gönder